Rehber Köpekler Derneği’nin kurucusu Nurdeniz Tunçer, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu bir avukat. Tunçer, 10 yaşındayken yüzde 90 görme kaybı yaşıyor. Ailesinin desteği ile karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmeyi başarmışken, bu enerjisini sadece kendisi için kullanmamayı seçiyor. Tunçer, Rehber Köpekler Derneği ile göremeyen bütün bireylere destek olmaya çalışıyor.
2016’dan beri ona eşlik Kara ise onun her şeyi. Nurdeniz Tunçer, bir rehber köpek edinmenin evlilik kararı almak gibi bir durum olduğunu söylüyor. Kara ile sokaklarda daha güvenle dolaşabilen Tunçer’le, derneğin kuruluş hikeyesini ve rehber köpek edinme sürecini konuştuk.
REHBER KÖPEKLER DERNEĞİ NASIL KURULDU?
2014’ün başlarında Birleşik Krallık bir önceki Büyükelçisi Richard Moore Türkiye’de göreve başlamıştı. Onların rezidansında gerçekleşen bir davette sevgili Maggie Moore ile tanıştım ve ne kadar rahat bir şekilde hareket edebildiğini gördüm. Sohbetimizde onun da benim gibi 10 yaşında yüzde 90 görme kaybı yaşadığını öğrendim. Daha sonra bir buluşmamızda şaka yollu olarak “Haydi bir dernek kuralım” dedi. Ben de “Olur” dedim ve başladık. Zor bir işe başladığımızı biliyorduk.
2 Ekim 2014’te derneği kurduk ve araştırmalara başladık. Daha sonra İngiltere’den, 45 yıldır bu işi yapmış olan bir danışman desteği aldık. Alan Brooks bir süre burada kaldı ve Türkiye’nin koşullarını inceledi. Sonra Türkiye’de rehberlik için en uygun köpeklerin Labrador veya Golden olabileceğine karar verildi. Bu köpekler sakin tabiatlı ve kolay eğitim alabiliyorlar, kürkleri de Türkiye iklimine uygun.
Maggie ile hâlâ görüşüyoruz. Derneğimize desteği her zaman devam ediyor. Geçtiğimiz ay
düzenlediğimiz gecemiz için Birleşik Krallık Politika Direktörü olan eşi Sayın Richard Moore ile birlikte bir günlüğüne Türkiye’ye gelerek destek verdiler, hâlâ elinden geleni yapıyor.
KÖPEKLERİN EĞİTİMİ NE KADAR SÜRÜYOR?
Rehber olacak köpeklerimizi 8 haftalıkken gönüllü bir ailenin yanına veriyoruz. Bu aile ona bir yıl boyunca bakıyor. Sonra en az 3 en fazla 6 ay kadar eğitime tabi tutuluyorlar. Bir kere de yurt dışından gelen eğitmenlerle değerlendirme testi yapılıyor.
“ONUN BÜTÜN YAKITI SEVGİ”
Göremeyen kişilerin rehber köpekle adaptasyon süreci eğitimi ise en fazla 4 hafta oluyor. Adeta birlikte yaşam dersi alıyorlar. Hep pozitif ve sevgiyle yaklaşmanız gerekiyor çünkü onun bütün yakıtı sevgi. Ayrıca göremeyen bireylerin bir köpek sahibi olabilmesi için köpekle uyumlu olması, fiziksel koşullarının uyması ve yön duygularının gelişmiş olması gerekiyor. Bu köpekler sizi A noktasından B noktasına götürmek üzere destek veriyor. Bu bir takım işi, köpeğe karşı sorumluluklarınız var. Sabah akşam mamasını yedirmek, ihtiyacını görmek bizlerin sorumluluğunda.
Şu anda Türkiye’de, üç tanesini son 15 ayda teslim ettiğimiz dört rehber köpeğimiz var. Her şey yolunda giderse bir tane rehber köpeğimiz daha eğitimi tamamlanıp eşleşecek. Talep çok fazla ve bu talebi karşılamak için eğitmen yetiştirmek üzere üniversitelerimizde kurs programı açılmasını istiyoruz.
SAHİPLENDİRDİKTEN SONRA…
Rehber köpeklerin mama ve veterinerlik hizmetleri için öncelikle bir sponsor arıyoruz eğer bulamazsak, dernek olarak ödüyoruz. Gönüllülerimiz de onları sık sık ziyaret ediyorlar. Ayrıca bütün bu hizmetleri ücretsiz olarak veriyoruz. Bunu bir kamu hizmeti olduğunu düşünüyoruz; zengin ya da fakir herkes bu hizmete ulaşabilmeli.
SİZ DE DESTEK OLUN
İnsanlar farkındalık çalışmalarımıza destek olabilirler. Çünkü şu an en büyük sıkıntımız farkındalık alanında. Onun dışında derneğimizin faaliyetlerinde gönüllü olarak yer alabilirler. Evlerini rehber köpek adaylarına bir yıllığına açarak onlara aile olabilirler. Derneğimizin web sitesinde bulunan hesabına bağış yapabilirler.
EĞER BİR REHBER KÖPEK GÖRÜRSENİZ…
İnsanlar beni sosyal ortamlarda Kara ile gördüklerinde genelde şaşırıyorlar. Neden bir köpekle orada olduğumu anlayamıyorlar. Köpeklerin oraya alınıp alınmadığını soruyorlar, bazen arama köpeği olduğunu zannediyorlar. Bir rehber köpeği görürseniz size tavsiyem şu; görev başındaki rehber köpeklerin dikkatlerini dağıtacak davranışlardan kaçının. Yani onu sevmemeli, öpücük atmamalı, ona seslenmemelisiniz. Ayrıca kesinlikle onlara yemek vermeye çalışmayın, çünkü onların özel bir beslenme rutinleri mevcut. Bunun bozulması köpek için de göremeyen bireyler için de çok sakıncalı bir durum.
Kaynak: www.sozcu.com.tr
