Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güven Eken

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güven Eken, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin dünyada kuşların en hızlı yok olduğu ülkelerden birisi olduğunu, bunun başında doğadaki su rejimine yapılan müdahalenin geldiğini söyledi. Türkiye’deki pek çok kuş türünün Avrupa ülkelerine göre büyük oranda yok olduğunu belirten Eken, ”Türkiye bir bakıma kuşsuzlaşıyor diyebiliriz. Bir süre sonra belkide uçan hiçbir kuş görünmeyecek. O hale gelme noktasında ilerliyoruz. Kuşlar bütün dünyada azalıyor” dedi.

Eken, Türkiye’de 300’ün üzerinde kuş türü bulunduğunu, kuş türlerinin dünyada sağlıklı yaşamın göstergesi olduğunu ifade ederek, ”Kuşlarının tümünün azaldığını biliyoruz. Kuş türleri dünyada sağlıklı yaşamın göstergesi olarak görülüyor. Topraklarınız ne kadar zengin olursa olsun eğer gökyüzünde kuşlar yoksa dünyanın en fakir ülkesi olmaya mahkumsunuz. Böyle bir şey kuşsuzluk” diye konuştu.

Türkiye’de kuşların korunması için alanlar bulunduğunu dile getiren Eken, şunları kaydetti: ”Bir tanesi Seyfe Gölü, göl yerinde yok. Bir tanesi Sultan sazlığı yeniden oluşturulmaya başlandı. Tuz Gölü dünyanın en önemli sulak alanlarından bir tanesi ama korkunç tehlike altında. Hızla yer altı kaynakları çekiliyor. Kuşların yok olması bilimsel, akademik ve teknik bir şey olarak gözüküyor. Öyle bir noktaya geldik ki turna bile yok oluyor. Turnanın Türkiye’de yalnızca 11 çift kaldığından bahsediliyor. Turna ki, bütün türkülerin özündedir. Turna bu ülkede yaşayan, yaşamış, bizden önce yaşamış ve bizden sonra yaşayacak insanlar için çok önemli bir değerdir. Türkülerini söylüyoruz, fakat kedisi yok oluyor. Kendisinin yok olmaması için hiçbir şey yapılmıyor.”

‘Kuşları korumak için sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyoruz’

Doğa Koruma Derneği’nin Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun Türkiye’deki ortağı olduğunu ifade eden Eken, Türkiye içinde de kuş gözlem topluluklarıyla birlikte çalışıklarını, kuşları tek tek saydıklarını, nerede ne kadar kuş olduğunu, kuşların yok olma nedenlerini araştırdıklarını anlattı.

Kuşlarla ilgili topladıkları bilgileri rapor haline getirip, daha sonra yayınladıklarını anlatan Eken, şöyle devam etti: ”Bu yayınladığımız raporlarla bilimsel çalışmalarla yeni koruma alanlarının oluşması için çalışıyoruz. Pek çok yeni sulak alanlarının oluşturulması için çalıyoruz. Kuş alanlarının korunması için kampanyalar düzenliyoruz. Köylülerle birlikte çalışıyoruz. Aslında kuşları korumak için kim katkı koyabilecekse bunlarla buluşmuş olan bir birlikteliğiz. Kuş türlerinin azılmasının doğanın yanı sıra insanlara olumsuz etkisi var. Kuşların azalması aslında yaşam kalitemizin azaldığını gösteriyor. Kuşun uçmadığı, kuşun yumurtlamadığı bir tarladan çıkan buğdayı yiyoruz. Kuş dahi yaşayamıyor ama biz onu gıda olarak tüketiyoruz. Kuşun yaşayamadığı ortamda üretilen kanser gibi hastalıkları tetikleyen bütün ürünleri biz vücudumuza alıyoruz. En başta kuşların azalması insan sağlığının kötüye gittiğine işarettir.”

’20 yıl önce bu kadar kanser hastası yoktu’

Eken, 20 yıl öncesine kadar bu kadar kanser hastası olmadığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı: ”Neden bu kadar yüksek oranda kanserle karşılaşıyoruz? Neden aynı zamanda kuşlar yok oluyor? Kuşların yok oluşuyla insan sağlığının bozulması birbiriyle aynı şekilde seyreder. Kuşlar azalıyorsa, insan sağlığımız da azalıyor. Kuşlar eksiliyorsa, yaşam kalitemiz de eksilir. Kuşların olmadığı bir dünyada insanın sağlıklı yaşamasından bahsedemeyiz. Yaşarsınız, ama sağılığınızdan kaybedersiniz. Ruh sağılınızdan, biyolojik sağlığınızdan çok şey kaybedersiniz. Beraber yaşamayı öğrenmek zorundayız.”

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

nineteen + three =

Yeniler

Köşe Yazıları