Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki’ye Açık Mektup Gönderdi ve kendi sitesinden de yayınladı.
”KAYSERİ’DE BELEDİYE ELİYLE YAPILAN BÜYÜK HAYVAN KATLİAMININ SORUMLULARI CEZASIZ KALMASIN…
Kayseri katliamının sorumluları cezalandırılmadıkça, katliamlar durmayacaktır. Dün Kayseri, Bugün Sapanca, Ya Yarın?
Sayın Bakanım;
Ağustos ayında ortaya çıkan “Kayseri Büyükşehir Belediyesi Köpek Bakım Evinde 800’e Yakın Köpeğin Öldürülmesi” haberi kamuoyunu, bizleri ve hiç şüphesiz ki tüm yurttaki Kayserilileri derinden yaralamış ve büyük tepkilere neden olmuştur.
Bizzat katliama karışanlar, tanık olanlarca yayınlanan fotoğraf ve videolarda öldürme anı ve sonrası belgelenmiştir. Molu Dağına ve kentin çeşitli yerlerine atılmış masum canların cesetleri “belediye aracı ve personeli” işbaşındayken ! videoya alınmış ve sayfalarımızda yayınlanmıştır.
Tanık ifadelerinde açıkça emri verenin ve uygulayanların “açık beyanlarıyla” itirafları da yine tarafımıza ve basına gönderilmiş ve yayınlanmıştır.
Tüm bu belge ve tanıklara rağmen “Kayseri BŞ. Belediyesi Adına Açıklama yapan katliam sorumluları önce biz yaşam hakkı savunucularına ağır hakaretler etmişler sonra da eylemlerinin üstünü örtmek için konuyu ortaya çıkaran yada katliama karşı duran birkaç işçiyi sorumlu ilan etmişlerdir.
Orman ve Su İşleri Müdürlüğüne yazdığımız sayısız soruşturma dilekçesi karşılığında ya hiç bir yanıt alamamış yada “olumsuz bir şey tesbit edilememiştir” gibi “garip” yanıtlar almışızdır.
Savcılıktan gelen yazılarda “konunun kabahatler defterine işlendiği, adli soruşturmaya gerek olmadığı bildirilmektedir.
Toplumda infial oluşturan bu ağır suçun emir verenleri hala koltuklarında oturmakta ve bu toplum vicdanını yaralamaya devam etmekte ve yeni katliam hazırlığı yapan ve uygulayanlara cesaret vermektedir.
Sayın Bakanım;
Katliamı gördükten sonra yazdığım yazıda;
“Defalarca ve son olarak 2014 yılında gittiğim, Molu Bakım Evinde o günlerde yaşananların canlı tanığıyım. Biz yaşam hakkı savunucusu sivil toplum örgütü temsilcilerini dinleyen ve yüzden fazla kişinin bulunduğu toplantıda o zamanki Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özhaseki’nin “ben sizlerle yüz yüze oturup konuşmadan önce “Molu’yu işaret ederek” yukarıda neler olup bittiğinin farkında değilmişim” “bundan sonra herşey değişecek” dediğinin ve hayvan hakları savunucuları ile işbirliği içinde olumlu değişikliklere başlandığının da canlı tanığıyım. Veteriner işleri müdürlüğü kadrosu görevden alındı. Hayvan sever bir veteriner hekim göreve başladı. Molu Ölüm Kampına ilk kez ameliyathane yapıldı ve İstanbul’dan giden gönüllü veteriner hekimler “ücret isteyenlere” inat bakım evinde hapis yüzlerce hayvanı kısırlaştırdılar tedavilerini yaptılar, yeni veteriner hekim eşliğinde bakımevi kapıları açıldı, tüm canlar özgür bırakıldılar. Her hafta sonu belediyenin tahsis ettiği araçla gönüllüler bakım evine gittiler…Sayın Özhaseki görevine devam etseydi belki kente yakın ve düzde bir bakım evi de yapılacaktı. Şimdi öldürülen köpeklerin önemli bir bölümü küpeli, o zaman rehabilite edilmiş canlardır.
Ancak ne olduysa oldu Sayın Özhaseki’den sonra yeni belediye yönetiminde her şey eski haline döndü. Ölüm evi yeniden çalışmaya başladı!
Ve şimdi; medyada gezinen acı, insanlık dışı görüntüler, öldürmeler, tedavi ve kısırlaştırılması hayvan hakları savunucuları ve eski belediye yönetimince sağlanmış yüzlerce canın kaybolmasının hesabını, bırakın bizi , İLK ÖNCE CANLARA EMEK VEREN SAYIN ÖZHASEKİ’ye vermesi gerekenler, hiç duraksamadan devam ettiğimiz insanlık görevimiz ve sosyal sorumluluk çalışmalarımıza devam ettiğimiz ve siyasetler üstü bir davranışla yasa dışı davranan her kurum hakkında istediğimiz soruşturmada; suçlarının üstünü örtmek için bizlere saldırarak yada suçu örtbas etmeye çalışarak bir ikinci suç daha işlemektedirler.
Ülkemizde hepimizin can alınmasını izlemeye değil, çaresiz cana el verilmesini izlemeye gereksinimi var. ” yazmışım.
Şimdi de beklediğimiz adalet sağlanmadığı, sorumlular görevlerine devam ettikleri, yasal hiç bir yaptırım uygulanmaması nedeniyle sizlere yazıyorum;
“Biz sevgi elçilerinin sesini duyunuz.
Ülkemizin ve Kayseri’nin adına “Hayırsız Adaya köpek sürgünü ve katliamından sonra” en büyük katliamın utancını ekleyen kişilerin yargılanması ve cezasız kalmaması için Bakanlıklar, Hükümet ve Siyasi Partiniz Organları bünyesinde girişimde bulununuz.
Bulununuz ki sevginin, merhametin, dayanışmanın, yaşam hakkına saygının egemen olması çabalarımızın karşısında “zalimlik” güç kazanmasın.
Kayseri katliamı ardından dün olduğu gibi Sapanca Katliamı yarın bir başka belediyenin katliamı gelmesin.
Saygılarımla
Timur Ugan
HayKonfed
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu
YK Genel Sekreteri”
Ne olmuştu?
1 Ağustos’ta Kayseri Molu Köpek Barınağı’ndaki yavru köpeklerin iğne ile öldürüldüğü iddia edildi. Ayrıca barınakta daha önce 800’e yakın yetişkin köpeğin bulunduğu, şimdi ise bu hayvanların da barınakta olmadığı belirtildi. CHP milletvekilliği döneminde Hayvan Hakları Alt Komisyonunda yer alan Melda Onur, böyle bir suçu işleyenlerin para cezası yerine hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini söyleyerek, “Bu olaydan sonra Hayvanları Koruma Kanunu yeniden gündeme gelmeli ve Meclisten geçmeli” diye konuştu.
Evrensel’den Alicem Aydın’ın haberine göre, Kayseri Hayvanları Koruma Derneği, sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı fotoğraflarla hayvanların iğne ile ‘uyutulduğunu’ iddia etti. Dernek BaşkanıNilgün Uzel, “Hayvanların uyutulduğunu biliyorduk fakat ispatlayamıyorduk. Şu an elimizde fotoğraflar var” diye iddia etti.
Uzel, ayrıca Kayseri Molu Köpek Barınağında önceden 800’e yakın köpeğin olduğunu, şu an ise barınakta köpeklerin bulunmadığını öne sürerek, “Köpek barınağının müdürüne köpeklerin nerede olduğunu sordum, cevap vermedi. Yavrular iğne ile uyutuldu, fakat yetişkin köpeklere ne oldu, bunu bilmiyoruz” dedi.
