Minik dostlarımız evcil hayvanlarla ilgili 7 film

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Hem sıkı hayvanseverlerin hem de hayvanları uzaktan severlerin kaçırmaması gereken filmler.

Hayvanlar hayatımızın her yerinde karşımıza çıkıyor. Ancak onları evimizde beslemenin, gerçek bir sorumluluk almanın verdiği mutluluğu herhalde başka bir işten kolay kolay edinemeyiz. O yüzden bizi hayvanları sevdiren sinemadan da birkaç örnek alıp bu mutluluğumuzu katlamaya ne dersiniz? Ancak Garfield veya Lessie gibi herkes tarafından ezberlenen hikayeleri ve sezonluk90 sayı ortalaması ile oynayan basketbolcu köpekleri listemize dahil etmeme kararını aldık. Onun yerine gözden kaçırdığımız ya da tekrar izleyerek içimizi hayvan sevgisi ile dolduracak filmleri bu listeye dahil etmiş bulunmaktayız.

Kes – 1969kes

Listemize aşağıda karşınıza çıkacak yapımlardan daha farklı bir filmle başlıyoruz. Aile ve sosyal hayatı sıkıntılarla dolu olan Billy, bir gün bir şahin bulur. Mutsuz hayatını ona adayan Billy şahine bir isim de verir, “Kes”. Kes’i eğitmeye ve evcilleştirmeye çalışan 15 yaşındaki çocuk, eskiden okuldaki “kabadayılar” tarafından itilip kakılan ailesi tarafından görünmeyen çocuk değildir. Şahini artık onu yeni biri yapmıştır. Ancak sorunlar yine bitmez, çünkü etrafındaki kimse onun Kes ile olmasını istemez. Buna ister kıskançlık isterse de yırtıcı bir hayvanın onlar üzerindeki korkusu diye adlandırabilirsiniz. Yine de Billy, kendini hayata bağlayan bu şahinden vazgeçmemek, onu eğitmeye devam etmek için elinden geleni yapacaktır. Ken Loach’ın ikinci uzun metrajı olan Kes, hem yönetmenin sinemasını yakından tanıyanları seveceği hem de sinemada minimal hikayelerden hoşlananların rahatlıkla izleyeceği film olma özelliğini taşıyor.

101 Dalmaçyalı – 1996

dalmaçyalı101 Dalmaçyalı sadece 90’ların değil 60’tan bu yana gelen bütün çocukların belki de en sevdiği filmlerden biri olabilir. İlk defa 1961’de çizgi film olarak üretilen 101 Dalmaçyalı’nın hikayesi 96 yılında uzun metrajlı film olarak karşımıza çıktı. Onlarca benekli dostumuzun evdeki koşuşturmacası ile eğlenirken o minik bedenlerden kürk yapmak isteyen Cruella De Vil’i de unutmamak lazım. Filmi izleyen çocukların gerçek hayatlarında, kötünün imajı olarak Cruella’nın siyah-beyaz fetişini aklımızdan silmek mümkün olmuyor. Moda uğruna nelerin gözden çıkarabileceğini seyircilere gösteren film birçoğumuzun içine de köpek sevgisini aşılamıştır. Hatta yolda gördüğümüz dalmaçyalı her köpeğe 101 Dalmaçyalı’dan biri mi diye bakmayı alışkanlık haline getirmişizdir.

Stuart Little – 1999stuart

Stuart’ın bilindik anlamda bir “evcil hayvan” olduğunu iddia edebilmek güç. Neticede o bir fare ve fareler insanlar tarafından pek de sevilen yaratıklar değildir. “O zaman insanlar neden hamster besliyor?” diye bir soru varsa aklınızda hemen ona da cevap verip filme geçelim, hamsterler öteki fareler gibi kemirici takımına bağlıdırlar ama fareler ile olan akrabalıkları ancak sincaplar kadar yakındır, yani hamster bir fare değildir. Stuart’ın bir fare olması da onun, Little ailesine girmesine ilk başlarda engel olmuşsa da o, daha sonradan kendini hayli sevdirmiştir. Ancak evde “fare”den hala rahatsız olan birisi vardır, Snowbell. Evin pofuduk kedisi Snowbell ezelden beri var olan fare düşmanlığını yenebilecek midir? Her ne olursa olsun spor araba kullanan bir fareyi yakalamak her kedinin harcı değildir.

Köpeğim Skip – 2000skip

Bu listede öyle basketbol oynayan köpeklere ya da Lessie gibi fazlası ile ünlü hayvanlara yer vermeyeceğimizi söylemiştik. O yüzden çok daha naif bir daha çocukça bir hikayeyi içeren Wiliie’nin hikayesini sizinle paylaşıyoruz. Willie doğum gününde kendisine hediye olarak gelen köpek ile sıkı bir arkadaşlığa başlar. Fazla arkadaşı olmayan ve çekingen birisi olan Willie, köpeği Skip sayesinde “kabadayı çocuklara” kafa tutarken okulun en güzel kızı ile de beraber olmaktadır. Willie Morris’in 9 yaşında yaşadıklarını anlattığı otobiyografik romanından uyarlanan film, dar bütçesine rağmen Amerika’da 35 milyon doların üzerinde hasılat elde etti.

 

 

Hachi: A Dog’s Tale – 2009hachiFilm, Japonya’da yaşanmış gerçek bir olaydan uyarlanmıştır. 1987’de de Kaneto Shindô tarafından senaryolaştırılan film 2009’da bir Amerikan yapımı olarak yeniden karşımıza çıkmaktadır. Richard Gere’nin canlandırdığı profesör, bir gün tren istasyonunda sahipsiz bir köpek bulur. Profesör köpeği evine almak ister ancak ilk olarak ailesi bu fikre sıcak bakmaz. Aileye kendini sevdiren Hachi, her gün profesörle beraber evden çıkıp tren istasyonuna gitmekte ve o geri gelene kadar da bir yere ayrılmamaktadır. Hachi’nin sadakati seyircileri ne kadar etkilemişse “gerçek dünyadaki” Hachi de Japon halkını en az o kadar etkilemiş olacak ki Tokyo’da bulunan Shibuya Metro istasyonuna bu köpeğin heykelini dikmişlerdir. II. Dünya Savaşı’nda hasar gören heykel ise 1948 yılında aynı olduğu yere yeniden dikilmiştir. Köpeğin sadakatine karşı Japon halkının sadakat gösterisi ancak bu noktaya varabilirdi.

Mr. Popper’s Penguins – 2011 penguenPopper normal insanlar gibi yaşayıp normal insanşar gibi sorunları olan bir adamdır. Ancak bir gün Antartika’dan yaşayan babası ona bir hatıra gönderir. Evet tahmin edebiliyorsunuz öyle değil mi? Bir koli içinde donmuş bir penguen. Daha doğrusu Popper başta her şeyi bu kadar basit sanmakadır. İlerleyen zamanlarda fark edecektir ki evde oradan oraya koşturan bir sürü penguen vardır. Pek iyi bir baba ve eş olamayan Popper, yaşadığı bu durumu istemsizce lehine çevirip evini bir “penguen parkına” çevirir. Çocukların ve kendisinin çılgınlar gibi eğlendiği bu park sayesinde işini kaybetme noktasına gelir. Popper babasının yadigarı ve çocuklarının neşesi penguenleri mi tercih edecektir yoksa o eski sıkıcı hayatına geri dönüp bitmek bilmez telefon görüşmeleri mi yapacaktır?

The Secret Life of Pets – 2016 MOVIE REVIEW SECRET LIFE PETSDespicable Me (Çılgın Hırsız) filminin yaratıcılarından yine “yaratıcı” bir çalışma geçtiğimiz günlerde vizyona girmişti. Çocukların hatta tüm insanların ortak hayallerinden biri olan konuşamayan varlıkların konuşmaya başlaması bu filmin de konusunu oluşturuyor. Sahipleri ortalarda yokken birbirleri arasında “insan gibi” konuşmaya başlamaları ile arkadaşlıklar hatta düşmanlıklar oluşmaya başlıyor. Sahibinin biricik küçük köpeği Max, eve yeni gelen iri arkadaşı Duke ile anlaşamamaktadır. Max’in, Duke’nin evden gitmesi için yaptıkları onu çileden çıkartır. Duke ona karşılık vermeye çalışırken ikisi de kendini felakete sürüklenmiş bulur. Çünkü bir hayvan barınağına götürülmek için yakalanmışlardır. Bu iki yeni arkadaşın kedilerden kuşlara, tavşanlardan domuzcuklara uzanan bir ekibe uzanan kurtuluş maceraları hem büyüklere hem de küçüklere eğlenceli dakikalar yaşatacaktır.

AHMET TOĞAÇ – mynet.com

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

five × one =

Yeniler

Köşe Yazıları