Yaban hayatına dönüş: Evcilleştirmenin tersi mi?

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

melez_civcivler

Evcil bir hayvanın yaban hayatına adaptasyonu sırasında etkili olan genlerin, evcilleştirmede rol alan genlerden farklı olduğu belirlendi.

Evcil bir hayvan topluluğunun insanın koyduğu sınırları aşarak vahşi yaşama geri dönüp, bu yeni şartlarına adapte olması, yaban hayatına dönüş olarak tanımlanıyor.

Bu süreç genel anlamıyla evcilleştirmenin tersi olarak kabul ediliyordu. İsveç’teki Linköping Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmanın sonuçları yaban hayatına dönüş sürecinin basitçe evcilleştirmenin geriye doğru işlemesi olmadığını gösterdi. Nature Communications dergisinde yayımlanan makaleye göre yaban hayatına dönüş sürecinde rol alan genler, evcilleştirme sırasında etkilenen genlerden farklı.

Keçi, koyun, sığır ve tavuk gibi günümüzde var olan evcil hayvanların büyük çoğunluğu yaklaşık son on bin yıl içinde insanlar tarafından evcilleştirildi. Evcilleştirmenin, yeni türlerin oluşumunu katkı sağladığı biliniyor. Hayvanların binlerce yıl boyunca insanlar tarafından tercih edilen özelliklerine göre seçilip çiftleştirilmesiyle, belirli özelliklere sahip nesillerin devamlılığı sağlandı.

Çok saldırgan olmama, esaret altında yaşayabilme, hiyerarşiye uyum gibi davranış özellikleri evcilleştirmenin ilk aşamasında seçilime uğrarken, ilerleyen aşamalarda verimi arttırmayı hedefleyen ıslah faaliyetleri etkili oldu.

Bu süreçte hayvanların genetik yapısı da kısmen değişime uğradı. Darwin tarafından da bir evrim modeli olarak değerlendirilen evcilleştirme ve tersi olarak kabul edilen yaban hayatına dönüş süreçlerinin genetik düzeyde incelenmesi, evrimin işleyişine dair yeni verilerin sağlanması açısından önem taşıyor. Günümüzde evcilleştirme süreci ile ilgili birçok araştırma yapılmasına rağmen, tersine yani evcil hayvanların yaban hayatına adaptasyonuna dair çok az veri bulunuyor.

YABAN HAYATINA DÖNÜŞ DAVRANIŞLARI VE DIŞ GÖRÜNÜŞÜ DEĞİŞTİRİYOR

İnsanlar tarafından evcilleştirilen türlerden biri olan evcil tavuk ile vahşi tavuklar arasında büyük farklar bulunuyor. Aralarındaki genetik farklılıkların incelenmesi, genlerin dış görünüş ve davranışlar üzerindeki etkilerini açıklayabilir.

Çalışmada Hawai’deki Kauai Adası’nda yaşayan ve 30 yıl önce adada gerçekleşen iki tropikal fırtına sırasında doğal yaşama salınan tavuklar incelenmiş. Bu tavuklar hem evcil tavukların, hem de adada bulunan ve evcil tavuğun atası olarak kabul edilen Kırmızı Orman Tavuğu’nun genetik materyaline sahip.

Vahşi yaşam, avcılar ve hastalıklar gibi büyük tehditler barındırmakla beraber, bir tavuğun çiftleşeceği bireyi özgürce seçmesine de izin veriyor. Vahşi hayvanlarda eşeysel seçilim çok önemli, bu nedenle yaban hayata dönüş sürecinde ibik boyutu ve benzeri özellikleri düzenleyen genlerin etkilenmesi bekleniyor. Çalışmadaki ilgi çekici gözlemlerden biri, evcil tavuklar çok büyük ibiklere sahipken, Kauai’de vahşi olarak yaşayan tavuklarda ibik boyutları küçülmüş.

Yaban hayata dönüş sürecinde tavukların yumurta üretimi ve kuluçka davranışları da değişime uğramış.

Çalışmada tavuklarda değişime uğrayan DNA bölgeleri belirlendi. Daha sonra bu bölgeler, laboratuvar ortamında evcil tavuk ve Kırmızı Orman Tavuğu melezi olarak yetiştirilen tavuklarda daha detaylı incelendi. Araştırmacılar tavukların davranış ve dış görünüşlerine dair özelliklerini, belirli genlerin ifadelenme düzeyleri ile karşılaştırdılar.

Sonuçlar yaban hayata dönüş sürecinde, evcilleştirmede rol oynayan genlerden farklı genlerin etkilendiğini gösterdi. Bu iki sürecin basitçe birbirinin tersi olmadığı görülüyor. Yani tavukların genetik materyalinde evcilleştirilme ile birlikte oluşan değişikliklerin geri döndürüldüğü bir süreçten bahsedilmiyor.

Araştırmacılardan Dominic Wright’a göre, evcilleştirmenin tersi olarak görülen yaban hayata dönüşün mekanizmalarını doğal bir ortamda incelemek, bir türün evrimi sırasında yaşanan genetik değişimleri anlamamamıza katkı sağlayabilir.


İlgili makale: Johnsson vd., 2016, . Nature Communications, “Feralisation targets different genomic loci to domestication in the chicken”, doi:10.1038/ncomms12950

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twelve − 6 =

Yeniler

Köşe Yazıları