Araştırmalara göre dünyada her 10 kediden yalnızca 4’ü düzenli sağlık kontrollerinden geçiriliyor. Kedi sahipleri, kedilerini yalnızca hastalandığında veya yaralandığında veteriner kliniğine götürdüklerini belirtirken, Türkiye’deki kedi sahiplerinde de maalesef benzer bir durum söz konusu. Her 3 kedi sahibinden 1’i kedileri hastalık semptomu göstermesine rağmen onları hemen sağlık kontrollerinden geçirmediğini belirtiyor. Oysa hastalık semptomlarını maskelemekte usta olan kediler için, düzenli sağlık kontrolleri yaşamsal öneme sahip.
Konu hakkında farkındalık yaratmak amacıyla Royal Canin’in her sene sektörel dernekler ve veteriner hekimler destekleri ile düzenlediği “Kedinizi Veteriner Hekimine Götürün” kampanyası kapsamında Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği (KHVHD) Başkanı Veteriner Hekim Erkut Gören, kediler için düzenli sağlık kontrollerinin önemini ve hayvan sahiplerinin üzerine düşen sorumlulukları anlattı.
Kediler için düzenli veteriner hekim ziyaretleri neden önemli?
Bahçeli evde veya zemin katta oturan hayvan sahipleri için konuşmak gerekirse; evimizde, yaşamımızı paylaştığımız kediler zaman zaman dışarı çıkabiliyor. Zoonotik hastalık risklerini göz önüne aldığımızda, dışarıya çıkan kedilerin temas ettiği veya maruz kaldığı unsurların düzenli olarak veteriner hekimler tarafından takip edilmesi, kedilerin sağlığı kadar hayvan sahiplerinin ve toplumun sağlığı için de çok önemli.
Öte yandan düzenli veteriner hekim kontrolleri yalnızca dışarısı ile temas halinde olan kediler için değil, yaşamını ev içinde sürdüren kediler için de oldukça önemli. Çünkü hastalık etmeni, parazitler de olabilir ve kediniz dışarıya hiç çıkmasa dahi bu etmenlere maruz kalabilir. Zaman zaman kedi sahipleri, hayvanları evden dışarı çıkmadığı için veteriner hekim ziyaretlerini aksatabiliyor. Bu oldukça hatalı bir anlayış; evet, o çıkmıyor olabilir ama siz çıkıyorsunuz ve dışarıdan birçok dış etkeni evinize taşıyabilirsiniz.
Ayrıca kediler, hayvan sahiplerinin göremeyebileceği veya farkında olamayabileceği metabolik bir hastalıkla da mücadele ediyor olabilir. Metabolik hastalıkların dışarıya çıkıp çıkmamakla ilişkisi yoktur ve her kedi bu hastalıklarla ilgili olarak hemen hemen eşit risk değerine sahiptir. O yüzden, her ne nedenle olursa olsun düzenli kontrolleri aksatmamak kritik önemde.
Düzenli olarak veteriner hekim kontrolleri planlandığı zaman, hekiminiz kedinizdeki değişimleri ve hasta sahibinin göremediği hastalık semptomlarını zamanında fark edebilir. Veteriner hekimler, koruyucu hekimlik uygulamaları kapsamında kilo kontrolünden tüy sağlığına, genel görüntüden diş sağlığına kadar pek çok dış etmeni gözlemler.
Kedilerin sağlık sorunları, hayvan sahiplerini maddi anlamda, fiziksel anlamda ve mental olarak yoruyor. Bir hastalığı koruyucu hekimlik uygulamaları ile daha en başından fark ederek önlem almak ile ileri aşamada ortaya çıkan semptomlar sonrası tedavi etmek arasında çok büyük bir fark var. İkincisi çok fazla emek, zaman ve bütçe gerektiriyor. Dolayısıyla kedilerin sağlığı, hayvan sahiplerinin sağlığını da dolaylı veya direkt olarak etkiliyor hatta zoonotik hastalık risklerini de düşündüğünüzde halk sağlığını da etkiliyor. Tüm bu risklerin doğru ve etkin bir şekilde yönetilebilmesi için düzenli veteriner hekim kontrollerine ihtiyaç var.
Peki bu kadar önemli olan ziyaretler, zamanında yapılabiliyor mu? Hayvan sahipleri ziyaretleri aksatıyorlar mı?
Geçmiş yıllara göre bu noktada artan bir farkındalık mevcut; fakat düzenli kontroller henüz yeterli seviye ve sıklıkta değil. Kedileri artık evimizin ve yaşamımızın bir parçası olarak görüyoruz ve onların sağlığı ve refahı için geçmişe göre daha fazla özen gösteriyoruz, ancak klinik ziyaretlerinde yaşanan zorluklar, kedilerin sağlığı hakkında doğru bilinen yanlışlar gibi sebeplerle klinik ziyaretleri düzenli hale gelemiyor veya sıklığı az oluyor.
Kedi sahipleri, 3 ayda bir mutlaka veteriner hekim ziyaretlerini planlamalı hatta bu ziyaretler arası zaman ne kadar daralırsa kedinizin sağlığı için o kadar iyi. Kediler 9 canlı değildir ve hastalık semptomlarını ustalıkla gizleyebilir, bu nedenle gündelik yaşamda kedinizdeki değişimi fark edemeyebilirsiniz.
Kedilerin klinik ziyaretleri sırasında yaşadığı stresi azaltmak için sahiplerinin dikkat etmesi gerekenler nelerdir?
Stresi yönetmek, daha yolculuğun başında, evde başlıyor. Öncelikle kedinize stresten uzak bir yaşam alanı oluşturmalısınız. Evde stresli bir ortam varsa kedinin stresi de daha evde başlıyor ve yolculuk sırasında artabiliyor. Ek olarak, kedi sahipleri de stresini yönetebiliyor olmalı; şayet çıkılacak yolculuk sebebiyle stres daha kedi sahibinden başlıyorsa hisleri anlama konusunda hassas olan kedilerine de bu stres sirayet edecektir.
Yolculuk sırasında ise ani seslerden olabildiğince uzak olunmalı. Taşıma çantası da kedinizin rahat edebileceği bir çanta olmalı. En önemli konulardan biri ise randevu… Gitmeden önce kliniğinizden mutlaka randevu almalısınız. Kliniğiniz böylelikle hasta kabulünü sizin ziyaretinize göre planlayabilir, örneğin bir köpek ile aynı anda beklemek zorunda kalmazsınız ya da uzun bir bekleme yapmazsınız.
Klinikler için ise, fiziki şartlar elverdiği sürece köpek ve kedi muayene odalarının farklı olması, stresi azaltma noktasında oldukça önemli. Klinik ortamının kokusu için de kediler için sakinleştirici niteliği taşıyan kokular tercih edilebilir. Kedilerin sağlığı için bir önceliklendirme yaparak stresi azaltmak adına bazı uygulamaların daha seyrek yapılması da tercih edilebilir. Örneğin, üç ayda bir kliniğe gelen kedi için her seferinde tırnaklarının kesilmesi hayati önemde olmayabilir.
Düzenli kontrollerde, muayene esnasında nelere dikkat ediyorsunuz?
Kedi, kliniğe geldiğinde, onu gördüğümüz anda muayene süreci de başlıyor aslında. İlk olarak taşıma çantasının içindeki davranışlarını gözlemliyoruz. Muayene masasında ise tüy sağlığından, dişlerine, el ile fizyolojik genel kontrole kadar pek çok aşamadan geçiyoruz. Bazen vücutta oluşabilen küçük kitleler elinize gelebiliyor. Bu kitleleri kedi sahipleri fark edemeyebilir. Bu kitlelere daha küçükken müdahale ettiğinizde bunlar tam tümör kitlesi haline dönüşmeden sonuç alabiliyorsunuz ama çok ilerlemiş tümör vakalarında mutlaka iç organlarında metastazı da gerçekleşmiş oluyor. Bu nedenle el ile fizyolojik kontrol bizim için oldukça önemli.
Genel muayene yaparken özellikle kedilerde ilk dişlerine ve kulaklarına bakıyoruz. Gözlerindeki, tüylerindeki canlılığa ve parlaklığa bakıyoruz. Örneğin dişte bir problem gördüğümüzde zamanında müdahale edebilirsek dişin sonradan çekilmesine kadar giden sürecin önüne de geçmiş oluyoruz.
Yine kedilerde özellikle el ile gerçekleşen fizyolojik böbrek muayenesi yapabiliyoruz. Böbrekler, çalışma fonksiyonunun yüzde 60’ını yitirmeden belirti vermeyebilir. Bu, geç fark ettiğinizdeki böbreğin yüzde 60’ını kaybetmişsiniz demektir. Böbrek kendindeki sorunu belli ettiğinde böbrek yetmezliği nedeniyle üzücü sonuçlar yaşanabilir. Biz böbrek yetmezliğini başlangıç evrelerinde yakalayarak, belirli desteklerle kedinin daha uzun bir süre refahını artırarak yaşamasına destek oluyoruz.
Son olarak “Kedinizi Veteriner Hekimine Götürün” kampanyası hakkında söylemek istedikleriniz var mıdır?
Kedinizi Veteriner Hekimine Götürün kampanyası, kedi sahiplerinin doğru bildiği yanlışları ortaya çıkarma ve onları kedilerinin sağlığı için harekete geçmeleri için cesaretlendiren bir çağrı.
Hayvan sahipleri bu çağrıya cevap vermeli ve hayvanlarının sorumluluklarını alarak düzenli veteriner hekim kontrollerini aksatmamalı. Bir hayvan ile yaşamınızı birleştirmek harika bir şey fakat daha mutlu ve refah dolu bir birliktelik sorumluluk gerektiriyor.
Bir kedi sahiplenmek en az 15 yıllık bir plan ve sorumluluk gerektirir. Yaşamınıza bir kediyi dahil edecekseniz beslenmesinden, sağlık kontrollerine, ev ortamınızın düzenlenmesinden yaşam tarzınızın buna uygun olup olmadığına kadar pek çok değerlendirmeyi de yapıyor olmalısınız. Veteriner hekiminiz, kediniz ile yaşayacağınız uzun ve mutlu bir hayatın mimarıdır. Bu nedenle düzenli kontrollerden değil, kedinizle yaşayacağınız hayatın, mutluluğun sekteye uğramasından korkun ve bunun yaşanmaması için vakit kaybetmeden sağlık kontrolü için veteriner hekiminizden randevunuzu alın.
Kaynak: www.posta.com.tr