Köpek Eğitmenine Sorduk: Arama Kurtarma Köpekleri Nasıl Bir Eğitimden Geçerek Onlarca İnsanın Hayatını Kurtarıyor?

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Yaşadığımız talihsiz deprem felaketi 10 ilimizi derinden sarstı. Afetten sonra dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından yardıma koşanların arasında can dostlarımız köpekler de vardı. Gece gündüz demeden yüzlerce insanın hayatını kurtaran kahraman köpeklerimizin nasıl eğitildiğini köpek eğitmeni Kutay Özkan’a sorduk.
Sıla, Lezzet, Talo Tetik, Şilan, Maria, Rita ve arama-kurtarma çalışmalarında hayatını kaybettiği için anılmayı hak eden Proteo… İsimlerini saydığımız bu arama-kurtarma köpekleri ciddi eğitimlerden geçerek hayatlarımızı kurtarmaya geldiler.

Pelerinsiz kahramanların bu aşamaya gelene kadar nasıl bir eğitimden geçtiği ise merak konusu. Eğitmenimizden edindiğimiz bilgilerle konuya açıklık getirmeye çalıştığımız içeriğimiz sizlerle.

Geliştirilmiş hiçbir teknolojik alet, köpekler kadar etkili değil.

Gelişen tüm teknolojiye rağmen arama-kurtarma faaliyetlerinde en iyi seçenek hâlâ köpekler. Onların burnu, bizim tahmin edebileceğimizden o kadar hassas ki ne termal kamera ne de sismik ses tarayıcısı onlar kadar iyi tespit yapıyor.

Bu sebeple hâlâ tüm arama kurtarma organizasyonlarında köpekler kullanılıyor. Hatta belli standartlara sahip bir arama-kurtarma organizasyonu olabilmek için köpek bir şart.

Köpeklerin arama-kurtarma köpeği olabilmesi için temel kriter: Oyun oynamayı sevmeleri!

Ne yazık ki her köpek, arama-kurtarma köpeği olabilmek için uygun değil. Özellikle Golden Retriever veya Labrador gibi oyun oynama şevki yüksek köpekler arama-kurtarma köpeği olmaya daha yatkın.

En temel kriter, köpeğin oyun oynamayı çok sevmesi ve hırslı bir şekilde oyun oynaması. Bu oyun için top veya ip gibi bir oyuncak kullanılıyor.

En çok kullanılan yöntem, bir oyuncakla oyun oynatmak.

Arama-kurtarma eğitimlerinde çoğunlukla kullanılan yöntem, köpeğin bir oyuncak ve bir oyun arkadaşıyla motive olarak eğitilmesi.

Bunun dışında oyuncak yerine yemek kullanılarak yapılan eğitimler de mevcut ancak köpeği aç bırakarak eğitmek etik bir yol değil. Ayrıca, gerçek bir enkazda çok yemek olabileceğinden patili dostumuz pek doğru tahminler yapamayabilir.

Sahte enkaz ortamı yaratılarak köpekler eğitilmeye başlanıyor.

Eğitmen, ilk önce köpekle oyunlar oynuyor ve daha sonra enkazın içinde bir yere saklanıyor. Köpek, oyun arkadaşını bulmak için enkazda arama yapmaya başlıyor. Arkadaşını görüp duyamadığından köpekler için en önemli duyu organı olan burnunu kullanıyor.

Oyuncu dostumuz sözde kazazede kişiyi bulup belli bir sayıda havladığında kazazede bulunduğu yerden çıkarak onunla oyun oynuyor. Köpek, bundan sonra arkadaşını her bulduğunda havlamaya başlıyor. Özetle kendini bir oyunun içerisinde zannediyor.

Ek olarak, kazazede rolündeki kişi sürekli değişiyor ki köpek tek bir kokuya alışıp sürekli o kişiyi aramasın.

Köpek, oyundan sıkıldığı an arama da bitiyor.

Doğal afetlerde yardımımıza koşan patili dostlarımız genelde günde 4-5 arama yapıyor. Daha enerjik olanlar elbette daha fazlasını da yapabiliyor. Eğer oyundan sıkılırsa eğitim hemen bitiriliyor ki bu oyun onlar için sıkıcı hâle gelmesin.

Hatta genelde oyundan en çok zevk aldığı, eğlencenin zirvesinde olduğu zamanda bırakılıyor. Böylece sevimli dostumuz tekrar oynamak için heyecanını sürdürüyor.

En az 2 sene boyunca eğitim alıyorlar.

Hemen hemen her gün komut çalışmalarıyla eğitilen can dostlarımız haftada 1 kez enkaz çalışmasında eğitimlerine devam ediyorlar ve en az 2 sene boyunca bu şekilde çalıştıktan sonra AFAD sınavlarına katılıyorlar.

Her arama-kurtarma köpeği, AFAD sınavından geçmek zorunda.

İster AKUT üyesi olsun ister başka bir kurum; her köpek, AFAD’ın sınavından geçmek zorunda. Bu sınavlar ‘eğitim yeterlilik ve görev yeterlilik’ olarak iki aşamadan oluşuyor.

Eğitim yeterlilik sınavı ‘otur-yat-bekle’ gibi temel komutlar; enkaz bölgesinde karşılaşabileceği sallanan zeminlerde ve merdivenlerde yürüme gibi aşamaları içeriyor.

Görev yeterlilik sınavında ise enkaz simülasyonunda arama yapılıyor. Birkaç kişinin saklandığı bu sınavda köpek, bu kişileri bulmakla yükümlü oluyor ve tüm sınavları geçtiğinde arama-kurtarma köpeği olmaya hak kazanıyor.

Eğitmenin ve köpeğin yakınlığı oldukça önemli.

Köpeğin ve eğitmenin bir ekip olarak çalışması hayati önem taşıyor. Eğitmen; hayvan dostunu izleyerek, sesini dinleyerek birçok mesaj çıkarabiliyor. Köpeğin sesindeki eminlik, vücudunun duruşu, bakışları bile kazazedenin yüzeye ne kadar yakın olduğuna veya hayatta olup olmadığına dair işaretler verebiliyor.

Örneğin patili dostumuzun sesindeki eminlik seviyesi “Kokuyu aldım ama nerede olduğunu bilmiyorum.” şeklinde bir mesaj verebiliyor. Böylece eğitmeni onu başka tarafa yönlendiriyor.

Hayatını kaybetmiş bir insana tepki vermeyebilirler.

Köpekler çoğu zaman yalnızca canlıya tepki veriyorlar çünkü ölü birinin kokusu eğitimlerde alıştıkları canlı kişilerden farklı. Böylece, havladıklarında enkazda canlı olduğunu anlayabiliyoruz.

Pitbull cinsi köpekler arama-kurtarma çalışmalarına katılamıyor.

Yakın zamanda üremeleri yasaklanan ve ‘yasaklı ırk’ olarak adlandırılan pitbull’ların kayışlı ve ağızlıklı olmaları gerektiğinden artık arama-kurtarma organizasyonlarında yer almaları yasak.

Eğitmen Kutay Özkan’ın aktardığına göre, deprem bölgesine yardıma gidecek eğitimli iki pitbull köpeği, cinslerinden dolayı sınavdan diskalifiye oldular.

Köpeği olan herkes herhangi bir arama kurtarma derneğine üye olup çalışabilir.

Eğitmen Kutay Özkan son olarak şunları aktarıyor:

“Arama-kurtarma için çok daha fazla köpeğe ihtiyacımız var. Şu anda mevcut köpek sayımız belki ancak İzmir’e yetebilir. Biz ‘Köpek Bahçesi’ eğitim ekibi olarak bu eğitimler için de çalışıyoruz.”

“Tüm hayvanseverler bunu yapabilir, disiplin gerekiyor ancak profesyonel olmak gerekmiyor. Herhangi bir insan, herhangi bir arama-kurtarma derneğine üye olarak köpeğiyle çalışabilir.”

Kaynak: Webtekno

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

thirteen + 4 =

Yeniler

Köşe Yazıları