Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çoşkun Güçlü, yaptığı araştırmalar sonucunda 11 yeni böcek türü bulduğunu bildirdi.
Güçlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin jeopolitik konumu itibariyle oldukça zengin bir faunaya sahip olduÄŸunu belirtti.
Türkiye’de aynı anda hem kayak yapıldığını hemde denize girildiÄŸini söyleyen Güçlü, bu iklim çeÅŸitliliÄŸinin hayvanlar üzerinde de farklılığa neden olduÄŸunu kaydetti.
Böcekleri araÅŸtıran alana “sistematik bilim” denildiÄŸini söyleyen Güçlü, “Sistemde yeri olmayan hiçbir canlının bilimsel deÄŸeri olmaz. Yani elinize aldığınız böceÄŸin ne olduÄŸunu bileceksiniz ki onunla ilgili çalışma yapabilesiniz” ifadesini kullandı.
Sistematik bilimin zor bir alan olduğunu dile getiren Güçlü, şöyle konuştu:
“Çünkü böcek dediÄŸimiz hayvan çok küçük bir canlı. Bu canlıların tespit edilmesinin iki aÅŸaması var. Birinci aÅŸama böceklerin yakalanması, ikinci aÅŸama ise böceklerin preparasyonu. Daha sonra ise çeÅŸitli metotlar kullanılarak bu canlıların teÅŸhisleri yapılır. Büyük hayvan türlerinin bile birbirinden ayırt edilmesinin zorlukları varken 1 milimetre çapında böceklerin birbirinden gözlerinin çapının büyüklüğü baz alınarak ayrılması çok daha zor bir iÅŸ. Onun için çoÄŸu bilim insanı bu iÅŸle ilgilenmiyor.”
Tanımlayamadıkları böcek türlerini buldukları zaman yeni bir tür olup olmadığını anlamak için belli testler yaptıklarını aktaran Güçlü, “Türkiye’de böcek türlerini tespit amacıyla inceleme yaptığımız iki müze var. Bu müzelerden biri Ege Üniversitesi’nde diÄŸeri ise Atatürk Üniversitesi’nde. Dünyada ise geçerli sayılan belli baÅŸlı bir kaç müze var. Bunlar Rusya’da, İngiltere’de, ABD’de, Almanya’da, Macaristan’da ve Polonya’da bulunuyor. Bu müzelere gidip incelediÄŸimiz böcek türü var mı diye bakıyoruz. EÄŸer bulamazsak yeni bir böcek türü olduÄŸunu anlıyoruz” diye konuÅŸtu.
-“BöceÄŸe bulduÄŸumuz yörenin ismini vermeye çalışıyoruz”
Tür isimlerini koyarken belli kurallara dikkat ettiklerini anlatan Güçlü, bulduğu böcek türlerine henüz isim vermediğini vurguladı.
Böceğe koyulması düşünülen ismin önemli olduğuna değinen Güçlü, şöyle devam etti:
“Yaptığım araÅŸtırmalar sonucunda bulduÄŸum 11 böceÄŸin yeni tür olduÄŸunu kesinleÅŸtirdim. Genelde böceÄŸe bulduÄŸumuz yörenin ismini vermeye çalışıyoruz. Mesela bulduÄŸumuz bir böceÄŸe Erzurum’da bulduÄŸumuz için Schizoprymnus erzurumus olarak isimlendirmiÅŸtik. Bunun dışında farklı isimlerde verilebiliyor. Türü bulan kiÅŸi sevdiÄŸi kiÅŸilerin ismini yaÅŸatmak için böceÄŸe ismini verebiliyorlar. veya sevmediÄŸi kiÅŸilerinde ismini verebiliyorlar. Ama etik olanı böceÄŸin bulunduÄŸu yörenin ismini kullanmak olduÄŸunu düşünüyorum. KiÅŸi ismi verildiÄŸinde tartışmaya açık oluyor.”
-“BöceÄŸin türünü tanımlamak bilimsel açıdan çok önemli”
Sürekli araÅŸtırma yaptığı için 20 böcek türü bulduÄŸunu belirten Güçlü, bunların 11’inin yeni böcek türü olduÄŸunun kesinleÅŸtiÄŸini aktardı.
Yeni böcek türleri bulmanın önemli olduÄŸunu hatırlatan Güçlü, “BilmediÄŸimiz canlıların bizim için hiçbir deÄŸeri yok. Tesadüfen bulduÄŸumuz böceklerden bazıları tarımsal açıdan, insan saÄŸlığı açısından faydalı veya zararlı olabiliyor. Böcek türlerini tanımladıkça böcek ile ilgili fikir yürütmemiz, çalışma yapmamız kolay oluyor, böceÄŸin türünü tanımlamak bilimsel açıdan çok önemli” dedi.
– EskiÅŸehir