11 yıldır Sokakta Hayatta Kalmayı, BecermiÅŸ Bir Kedi’den İnsan Ne İster?..

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

pamuk-beyaz-kedi-nb19318İstanbul için medeni sayılabilecek bir semtte yaşıyorum. Medeni derken yüksek binalardan ve alışveriş merkezlerinin bolluğundan bahsetmiyorum. 
Hayvansever bir mahallem var diyebilirim. Düzenli besleme ve kısırlaştırma yapılır. 
Köpeklerimiz küpelidir. Belli bir süre takıldıktan sonra ortadan kaybolsalar da (BeÅŸiktaÅŸ Belediyesi’nin günahını almayayım!!!) karınları doyar. Kedilerimiz genelde ÅŸiÅŸman ve uzun ömürlüdür. (Trafik yüzünden telef olanlar hariç) Resimde gördüğümüz kedi yaklaşık 11 yaşında. Sokak kedisi. Topacık, sakin, sevgi dolu bir hayvandır. Arka sokağımızda yaÅŸar. En alt katta oturan kedisever komÅŸumuz tarafından bakılır. Nadiren bizim sokaÄŸa gelir. Geçen hafta bir akÅŸam onu benim mama verdiÄŸim yerde gördüm. ÅžiÅŸli Belediyesi’nin hediye ettiÄŸi yuvaların içinde yatıyordu. 
Yemek yemek için çıktı, sonra hemen tekrar içeri girdi. Karanlıktı da. Anormal bir durum fark etmedim. Ertesi akşam baktım gene orada. Bu kez dışarı bile çıkmadı. Biraz zorlayınca baktım bacaklarını aça aça, zar zor yürüyebiliyor. 
Cihangir’deki Pıtış Veteriner KliniÄŸi’ni aradım. (Aile hekimimiz sayılırlar) AkÅŸam olmasına raÄŸmen hemen motorla gelip kediyi aldılar. (Bu servisleri çok akıllıca) İlk muayenede hayvanın sırtında iki delik tespit edildi. 
Köpek ısırması gibi görünüyordu. Hayvan tulum gibi şişmişti. Yaralardan felaket bir koku geliyordu. Acayip bir enfeksiyon vardı. Ameliyata alındı. Koca bir tabak dolduracak kadar iltihap çıkarıldı. 
Sonra röntgene sokuldu. Ve asıl sebep öğrenildi: İki adet kurşun. Biri sırtında, biri karnında. Saçma kurşunu. 
Tepeden ateş edilmiş. Kaza ya da maganda kurşunu değil. 
Hedef kedi. 
İnsan soruyor haliyle: Levent’te Levazım Sitesi’nde, sakin bir sokakta 11 senedir yaÅŸayan bir hayvanı kim vurmak ister diye… İçimizdeki manyak kim? (KurÅŸun ya bir insana isabet etseydi geyiÄŸine girmeyeceÄŸim. Çünkü benim için o da can, bu da can) Bu arada kedinin durumu kritik. Doktorlarımız hasarın çok fazla olduÄŸunu söylüyor. 
Enfeksiyonun olduğu bölgeler çürümüş. Ne kadar tedavide kalacağı, yaşayıp yaşamayacağı belli değil. İyileşirse sokaklara dönmemesini sağlamaya çalışacağım. Tıbbi ve kriminal gelişmeleri bildiririm. 
KUÅžLARA AÄžAÇLARA ÖLÜM 3’üncü Havalimanı’yla ilgili ürkütücü rapordan haberiniz vardır. (Bkz. 15 Nisan Milliyet, Arif Balkan/Burcu Ünal haberi) Aynı ÅŸeyleri tekrar yazmayacağım ama yapılacak doÄŸa katliamı karşısında dehÅŸete düşmemek imkansız. 
Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre alanda toplam 2 milyon 513 bin 341 ağaç varmış. Kesilmesi zaruri ağaç adedi 657 bin 950. 
1 milyon 855 bin 391 ağaç taşınabilecek durumdaymış. 
(Eminim taşırlar!) Yani kalacak ağaç sayısı sıfır. (Sen onca ağacı kes, sonra otoyol kenarlarına güller, laleler dik. 
Biz de İstanbul yeÅŸil sanalım.) Hele kuÅŸlara karşı alınan önlemler… Alandaki kuÅŸ hareketliliÄŸini azaltmak için, yiyecek içeçecek kaynaklarının ortadan kaldırılması önerilmiÅŸ. Her aÄŸaçta bir tane kuÅŸ yaÅŸasa, zaten 2 milyon küsur kuÅŸu öldürecekler demektir. Daha ne önlemi? 
ADIN NE BAKALIM? 
Köpeklere isim koymakla ilgili bir yazı okudum. New York Times yazarı Jan Hoffman’a ait. Birkaç noktayı paylaÅŸmak isterim: Öncelikle köpeÄŸinize isim koyarken ÅŸuna karar vermelisiniz: “İsim sizin mi yoksa köpek için mi olacak?” Çünkü sizin hoÅŸunuza giden onun kafasını karıştırabiliyor. 
Uzmanlar bir veya iki heceli isimlerin yavru köpeklerin dikkatini daha çabuk çektiğini söylüyor. İçinde sert sessizlerin bulunduğu kelimeleri, çevredeki gürültü içinde daha kolay seçilebiliyorlar. Sonu sesli harfle biten isimler de tavsiyeler arasında. Aklınızda bulunsun.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Yeniler

Köşe Yazıları