İstanbul için medeni sayılabilecek bir semtte yaşıyorum. Medeni derken yüksek binalardan ve alışveriÅŸ merkezlerinin bolluÄŸundan bahsetmiyorum.Â
Hayvansever bir mahallem var diyebilirim. Düzenli besleme ve kısırlaÅŸtırma yapılır.Â
Köpeklerimiz küpelidir. Belli bir süre takıldıktan sonra ortadan kaybolsalar da (BeÅŸiktaÅŸ Belediyesi’nin günahını almayayım!!!) karınları doyar. Kedilerimiz genelde ÅŸiÅŸman ve uzun ömürlüdür. (Trafik yüzünden telef olanlar hariç) Resimde gördüğümüz kedi yaklaşık 11 yaşında. Sokak kedisi. Topacık, sakin, sevgi dolu bir hayvandır. Arka sokağımızda yaÅŸar. En alt katta oturan kedisever komÅŸumuz tarafından bakılır. Nadiren bizim sokaÄŸa gelir. Geçen hafta bir akÅŸam onu benim mama verdiÄŸim yerde gördüm. ÅžiÅŸli Belediyesi’nin hediye ettiÄŸi yuvaların içinde yatıyordu.Â
Yemek yemek için çıktı, sonra hemen tekrar içeri girdi. Karanlıktı da. Anormal bir durum fark etmedim. Ertesi akÅŸam baktım gene orada. Bu kez dışarı bile çıkmadı. Biraz zorlayınca baktım bacaklarını aça aça, zar zor yürüyebiliyor.Â
Cihangir’deki Pıtış Veteriner KliniÄŸi’ni aradım. (Aile hekimimiz sayılırlar) AkÅŸam olmasına raÄŸmen hemen motorla gelip kediyi aldılar. (Bu servisleri çok akıllıca) İlk muayenede hayvanın sırtında iki delik tespit edildi.Â
Köpek ısırması gibi görünüyordu. Hayvan tulum gibi ÅŸiÅŸmiÅŸti. Yaralardan felaket bir koku geliyordu. Acayip bir enfeksiyon vardı. Ameliyata alındı. Koca bir tabak dolduracak kadar iltihap çıkarıldı.Â
Sonra röntgene sokuldu. Ve asıl sebep öğrenildi: İki adet kurÅŸun. Biri sırtında, biri karnında. Saçma kurÅŸunu.Â
Tepeden ateÅŸ edilmiÅŸ. Kaza ya da maganda kurÅŸunu deÄŸil.Â
Hedef kedi.Â
İnsan soruyor haliyle: Levent’te Levazım Sitesi’nde, sakin bir sokakta 11 senedir yaÅŸayan bir hayvanı kim vurmak ister diye… İçimizdeki manyak kim? (KurÅŸun ya bir insana isabet etseydi geyiÄŸine girmeyeceÄŸim. Çünkü benim için o da can, bu da can) Bu arada kedinin durumu kritik. Doktorlarımız hasarın çok fazla olduÄŸunu söylüyor.Â
Enfeksiyonun olduÄŸu bölgeler çürümüş. Ne kadar tedavide kalacağı, yaÅŸayıp yaÅŸamayacağı belli deÄŸil. İyileÅŸirse sokaklara dönmemesini saÄŸlamaya çalışacağım. Tıbbi ve kriminal geliÅŸmeleri bildiririm.Â
KUÅžLARA AÄžAÇLARA ÖLÜM 3’üncü Havalimanı’yla ilgili ürkütücü rapordan haberiniz vardır. (Bkz. 15 Nisan Milliyet, Arif Balkan/Burcu Ünal haberi) Aynı ÅŸeyleri tekrar yazmayacağım ama yapılacak doÄŸa katliamı karşısında dehÅŸete düşmemek imkansız.Â
Çevresel Etki DeÄŸerlendirme (ÇED) raporuna göre alanda toplam 2 milyon 513 bin 341 aÄŸaç varmış. Kesilmesi zaruri aÄŸaç adedi 657 bin 950.Â
1 milyon 855 bin 391 aÄŸaç taşınabilecek durumdaymış.Â
(Eminim taşırlar!) Yani kalacak aÄŸaç sayısı sıfır. (Sen onca aÄŸacı kes, sonra otoyol kenarlarına güller, laleler dik.Â
Biz de İstanbul yeÅŸil sanalım.) Hele kuÅŸlara karşı alınan önlemler… Alandaki kuÅŸ hareketliliÄŸini azaltmak için, yiyecek içeçecek kaynaklarının ortadan kaldırılması önerilmiÅŸ. Her aÄŸaçta bir tane kuÅŸ yaÅŸasa, zaten 2 milyon küsur kuÅŸu öldürecekler demektir. Daha ne önlemi?Â
ADIN NE BAKALIM?Â
Köpeklere isim koymakla ilgili bir yazı okudum. New York Times yazarı Jan Hoffman’a ait. Birkaç noktayı paylaÅŸmak isterim: Öncelikle köpeÄŸinize isim koyarken ÅŸuna karar vermelisiniz: “İsim sizin mi yoksa köpek için mi olacak?” Çünkü sizin hoÅŸunuza giden onun kafasını karıştırabiliyor.Â
Uzmanlar bir veya iki heceli isimlerin yavru köpeklerin dikkatini daha çabuk çektiğini söylüyor. İçinde sert sessizlerin bulunduğu kelimeleri, çevredeki gürültü içinde daha kolay seçilebiliyorlar. Sonu sesli harfle biten isimler de tavsiyeler arasında. Aklınızda bulunsun.
