Kedi-köpek maması lüks değil, yaşamsal ihtiyaç

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle kedi-köpek mamalarına yüzde 50’lere varan oranlarda zam geldi. Yüzde 18’lik lüks tüketim KDV’si de cabası.

Türk lirasının rekor değer kaybı, enflasyon ve buna bağlı olarak ürün ve hizmetlere gelen zamlardan, kedi-köpek mamaları da etkilendi. Döviz kurlarında yaşanan yükselişin ardından kedi-köpek mamalarına yüzde 30 ile yüzde 40’a varan oranlarda zam geldi. Kedi-köpek mamalarına gelen zamlar ve yüksek KDV evcil hayvan sahiplerini isyan ettirdi. Mamalardaki yüzde 18 KDV’nin kaldırılması gerektiğini söyleyen hayvan hakları savunucuları, kedi-köpek mamasının lüks değil temel ihtiyaç olduğunu söyledi.

“KÖTÜ EKONOMİ POLİTİKALARI HAYVANLARA KADAR YANSIDI”

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, “Burada asıl sorun hayvan beslemenin lüks olduğunun düşünülmesi. Bu lüks değil. Kedi-köpek maması da lüks bir ihtiyaç değil. Aslında bu çok yaşamsal bir ihtiyaç” dedi. Sonuçta o hayvanların hayatta kalabilmesi için vicdanlı insanların bir şekilde bütçe ayırdığını söyleyen Sayılgan, “Sokak hayvanlarını beslemeye çalışıyorlar, evlerinde sahiplendikleri hayvanları beslemeye çalışıyorlar. Bunun lüks olarak algılanması çok saçma” ifadelerini kullandı. Kedi-köpek mamalarına gelen vergilerin ihtiyaca göre değil belli firmaların kâr amacına hizmet etmek için düzenlendiğine dikkat çeken Sayılgan, “Yaşamsal ihtiyaç olan mamalara bu kadar yüksek vergi bindirmeyi vicdanlı bulmuyoruz. Kendi çapımızla baktığımız hayvanlarda bile çok zorlanıyoruz. Zaten insanlar kendi karnını doyurmakta zorlanmaya başladı. Bu zamlarla bu hayvanları ölüme mi terk edelim? Bari vergi almasınlar. Dolar kurunun artmasıyla zaten halkın sırtına büyük yük bindi. Bu kötü ekonomi politikaları ve temelde kapitalizm krizi hayvanlara kadar yansıdı” değerlendirmesinde bulundu.

“SOKAKTAKİ HAYVANLARIN DURUMU GİDEREK KÖTÜLEŞECEK”

Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) Kurucularından Emre Demir, en az yüzde 40’dan başlayan yüzde 90’lara kadar çıkan fahiş zamlarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. “Bu mamalar lüks tüketim değil temel tüketim” diyerek sözlerine devam eden Demir, “Kuş, inek, koyun yemlerinde yüzde 1 KDV alınırken, kedi köpek mamalarında yüzde 18 KDV alınıyor. Hâlâ bunun lüks tüketim olarak görünmesinin ilerleyen zamanlarda ciddi sıkıntılar getireceğini düşünüyoruz. Bilhassa sokaktaki hayvanların durumları çok iyi değil. Onların durumlarının giderek kötüleşeceğini düşünüyoruz. Çünkü onları besleyen gönüllüler haliyle daha az mama almak zorunda kalacaklar ve daha az beslemek zorunda kalacaklar. Bu da onların yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek.”
Yapılan zamlar sonrası en büyük korkularından birini ise şöyle anlatıyor Demir: “Aynı şekilde bizim en büyük korkumuz mevcut evlerinde olan hayvanlardan da vazgeçilmesi. Çünkü sadece kedi-köpek mamaları değil, aşı fiyatları arttı. Umarız insanlar mevcut hayvanlarından vazgeçmezler, sokaklara terk etmezler. Bu zor zamanlarda onların yanında olurlar. Terk etmelerin şu anda başladığını gözlemliyoruz. Koronadan, ekonomik krizden sonra ciddi anlamda barınaklar doldu. Her geçen gün insanlar hayvanlardan daha kolay vazgeçmeye başladı. Kedi köpek sahiplen diyoruz, ama bunları derken de hiçbir şekilde teşvik sunmuyoruz. Kedi köpek sahiplenen insanlara teşvik verilmeli. Geçen sene 70-75 liraya aldığımız mamaları bu sene 150-180 liraya alıyoruz. Daha da artacağını söylüyorlar. Kedi köpek ne anlar KDV’den. Zaten bizler onları besliyoruz. Zaten birçok belediye bu anlamda hiçbir şekilde iş yapmıyor. Mamayı geçelim ekmek bile, bazen yetemediğimiz noktalarda çaresizlikle ekmek alıyoruz, hayvanlara dağıtılsın diye. En son 30 kuruşa aldığımız ekmeği şimdi 70-80 kuruşa alıyoruz. Bu ekmekler bayat ekmekler. O bile bizim belimizi büküyor. Düşünün durumun ne kadar kötü olduğunu.”
Reklam
Devletin en azından KDV’yi kaldırması gerektiğini söyleyen Demir, “En azından mamaların yüzde 18’lik KDV’si düştüğünde biz hayvanseverler, STK’ler bir nebze de olsa mutlu olacak” dedi.

“ARTIK KAPI ÖNÜNE BİR KAP MAMA KOYAMAYACAK HALE GELECEĞİZ”

“Mamalar 1 haftada 2 kez zam gelmesi kabul edilebilir bir şey değil” diyerek söze başlayan Veteriner Hekim Esra Doğu, “Üstelik hâlâ yüzde 18 KDV alınıyor olması da cabası. Bizler evlerimizde patili dostlarımızla yaşamaktan ziyade kapılarımızın önünde, sokaklarımızda ve mahallelerimizde yaşayan sahipsiz hayvanlara da bakıyoruz. Yani yaptığımız masraflar sadece evdekilerle sınırlı kalmıyor. Gelen zamlara karşı eriyen maaşın karşısında haliyle aldığımız mamaların gramajında da azalma oluyor. Olmaması için ne kadar uğraşsak da, bir yerlerden kırpıp kırpıp onların mama parasına aktarsak da, hissedilir bir şekilde mamanın kalitesinden, aromasından, miktarından ödün vermek zorunda kalıyoruz. Kış kapıda, kar soğukları eli kulağında. Bir kedi dondurucu soğukta maksimum 6-8 saat aç kalabilir. Sonrası ölüm ne yazık ki, bu tablolara çok sık rastlayacağız. Köpeklerde de durum çok farklı değil 15-17 saat kondüsyonu iyiyse o da, bu soğukta açlığa ancak bu kadar dayanabilir. Görünen o ki artık kapı önüne bir kap mama koyamayacak hale geleceğiz” dedi.

“EVDE TEDAVİ CİDDİ HASTALIKLARA HATTA ÖLÜMLERE NEDEN OLACAK”

Bu zamların sadece mama ile sınırlı kalmayacağını aktaran Doğu, “İlaçlara, aşılara, tıbbi malzemelere, petshop ürünlerine de döviz kurlarındaki hızlı yükselişten kaynaklı fahiş zamlar geldi ve gelmeye de devam edecek. Yarın insanlar kedisini, köpeğini veteriner masraflarından kaçmak için evlerinde tedavi etmeye başlayacaklar. Yanlış teşhis ve tedavi sonucu geri dönüşü olmayan hastalıklar hatta ölümler bile görebiliriz. Maalesef insanları buna mecbur bırakıyorlar, bedelini hayvanlar ödemek zorunda kalıyor. Hayvansever dernekler bu süreçte daha çok sıkıntı çekiyor. Hem mama masrafları hem tedavilere yetişmek zorunda kalıyorlar. Artık insanlar evde mama yapmaya başlayacak. Pandemi de nasıl evde ekmek yapmayı öğrendiysek mama yapmayı da öğrenir hale geleceğiz ama bu maalesef amatör bir ekmek yapmak gibi değil. Profesyonel bir el değmeden bu mamalar hazırlanmaz, mama içeriğinin rasyonu dediğimiz bir şey var, mesela bir kedi mamasında ortalama yüzde 30- 40 civarı protein olmalı, yağ, ham kül, karbonhidrat, vitamin ve mineral vs. yönünden her değerin hassas bir şekilde eklenmesi gerekir. Bu değerlerden bir ya da bir kaçı eksik olursa tek yönlü beslenmeye dayalı uzun vadede hastalıklar karşımıza çıkabilir. Bu riskleri de göz önünde bulundurmalıyız. Kısacası halkın, kedi köpek mamasına yüzde 0 KDV ile ulaşması gerekir” dedi.

Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

one × 2 =

Yeniler

Köşe Yazıları