Veteriner Hekim Sn. Mustafa Özgül: “Sağlık, doktora güvenmekten geçiyor…”

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

– Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Ben Mustafa Özgül, 27 yaşındayım ve çocukluğumdan beri hayalini kurduğum Veteriner Hekimlik mesleğini yapıyorum. 2016 yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde Veteriner Fakültesi’ni bitirdim.

– Kliniğinizden biraz bahseder misiniz?

Kadıköy’ün Kazasker bölgesinde Pet sağlığı alanında hizmet vermekte olan Atalay Veteriner Kliniği ailesinin bir ferdiyim. Çoğunluğu kedi olmak üzere köpek, kuş, tavşan ve gine domuzu gibi hastalarımıza yardımcı oluyoruz. Kan tahlili, röntgen, USG gibi imkanlarımızla hem dahili hem de cerrahi anlamda küçük dostlarımıza en iyi şekilde yardımcı olmaya çalışıyoruz.

– Mesleğinizin en güzel yanları neler?

Beni bu mesleğe çeken şey, yardım alma imkânı olmayan canlıların dertlerine derman olabilmek oldu. Problemleri çözmek ve bunu yaparken de ufacık bir şey için dahi olsa çok fazla bilgiyi birleştirerek ip uçlarını takip ederek doğru sonuca ulaşmak ise çok güzel bir duygu.

– Hekimlik sürecinizde karşılaştığınız en ilginç vakadan bahseder misiniz?

Karşılaştığım en ilginç vaka aslında birkaç kez karşıma çıktı. Çeşitli sebeplerden dolayı kediler doğada farklı bitkileri yiyerek kendilerini iyileştirmeye ya da rahatlatmaya çalışırlar. Evde yaşayan kediler ise bu ihtiyaçlarını karşılayamazlar ise yaşadıkları problemler neticesinde çeşitli yabancı cisimleri yutarlar. Yabancı cisim yutma ve tıkanıklık şikayetiyle kliniğimize gelen birkaç kedinin aslında alt yapısında Akut böbrek yetmezliği veya şiddetli idrar yolları gibi hastalıklar neticesinde çektikleri ağrı dolayısıyla iplik, oyuncak gibi şeyleri yuttuklarını gördük.

– Hayvanlarda en çok rastlanan hastalıklar nedir? Hangi sebeplerden dolayı oluşur?

Köpekler en çok allerjik gastroenterit gibi normalde diyetinde olmaması gerekirken verilen gıdalar sebebiyle ishal, kusma ve dışkıda kan gibi semptomlar ile kliniğimize geliyor. Bazen de sokak hayvanlarının yemesi için sokağa bırakılan yemek artıkları, sosis ve salam gibi ürünler, hem uzun vadede sağlığa zararlı olduğu gibi bazen de gıda zehirlenmesi tablosuyla karşımıza çıkıyor.

Kedilerde ise viral hastalıklar ne yazık ki çok yaygın ve bunların bazılarının aşısı ve spesifik bir tedavisi bulunmuyor. FİP, Feline Rhinotracheitis gibi hastalıklar çok yaygın ve hem ev hem de sokak hayvanlarında çok sık karşılaşıyoruz.

Kedi gençlik hastalığı, Rhinotracheitis ve Calisi virüs gibi ölümcül hastalıklar zamanında yapılan karma aşı ile durdurulabilecekken hem aşılamaya gereken önemin verilmemesi, hem de sokak hayvanlarının kontrolsüz çoğalarak aynı ortamda doğal olanın çok üzerindeki popülasyonlarda yaşamaları hastalıkların kontrol altına alınmasını imkansız hale getiriyor.

– E-reçete uygulamasına alışabildiniz mi? Bu konu hakkında görüşlerinizi öğrenebilir miyim?

E-reçete uygulamasına alışabilmemiz pek mümkün değil çünkü ülkemizdeki bütün Veteriner Hekimlerin çalışma yükü ve süreleri çok fazla. Bazen bir bardak çaya, kahveye hasret kalıyoruz. Ailelerimize vakit ayıramıyoruz, hobi ise hayal ne yazık ki.
Bu uygulama yüzünden bakılan hastadan sonra ek 15-20 dakikalık bir işlem bizim hastalara ayıracağımız zamanı da kısaltıyor. İşimiz sadece muayene edip, reçete yazıp göndermek değil, hastaya tedaviyi verdikten sonra takip etmek çok önemli çünkü başarıyı bu getiriyor. Reçete keserken de hasta takip etmek gerçekten çok zor.

Bir de e-reçete uygulaması kapsamında beşeri ilaç bulundurma yasağı ile acil durumda kullanacağımız adrenalin, kanama durdurucu ve serum gibi ciddi ilaçlar elimizden alınıyor. Bu da acil durumlarda hayvanın hayatını çok ciddi tehlikeye sokuyor ve hatta eczanelerin kapalı olduğu saatlerde hayvanın kurtarılmasını tamamen imkansız hale getiriyor.

– Veteriner Hekimlik ile ilgili yaşadığınız en büyük sıkıntı nedir? Ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

Meslekte yaşadığımız sorun çok aslında. Benim başlıca sorunum internetten aldıkları bilgiler ile kendi hayvanlarını tedavi etmeye çalışıp durum geri dönülemez hale geldikten sonra bizden yardım almaya çalışan ya da yanlış bilgiler ile sizin tedavinize ya da teşhisinize karışmaya çalışan insanlar.
Başka bir sorun ise seminer ve kongre gibi etkinliklere katılıp kendimizi geliştireceğimiz zaman zarfında e-reçete, protokol ve anestezik ilaç defterleri, aşı kayıt cetvelleri gibi yükümlülükler içerisinde boğuluyor olmamız.

– Veteriner kliniklerinin ekonomik olarak yaşadığı sorunlardan bahsedebilir misiniz? Sektörün ekonomik durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sektörel anlamda ne yazık ki kaliteli ilaç ve sarf malzeme konusunda dışarı bağımlıyız ve bu durum fiyatların yüksek olmasına neden oluyor. Sağlık alanında kullanılan malzemelerin kalitesiz veya ucuz tercih edilmesi gibi bir şey söz konusu olamaz çünkü can söz konusu. Ama kullandığımız malzemenin kalitesi ne yazık ki hasta sahiplerimizden bize ekonomik anlamda tepki olarak geri dönüyor.
Sektörel bir diğer sorun ise sokak hayvanlarının tedavi ve kısırlaştırılması konusunda belediyelerin yetememesi. Tabii evlerinde kedi istifleyip kısırlaştırmayarak kedilerin inanılmaz bir şekilde çoğalmasına neden olan ve evlerini hastalık yuvaları haline getiren insanlar yüzünden belediyelerin ve özel kliniklerin yetişmesi de pek mümkün değil.

– Veteriner hekim adaylarına ne gibi tavsiyeleriniz var?

Hekim adaylarına en büyük tavsiyem mesleki yabancı dil konusunda kendilerini kesinlikle geliştirerek yabancı yayınları takip etmeleri, dünyada olan biten her gelişmeden haberdar olmaları. Mesleğimiz sürekli gelişen ve kendini yenileyen bir meslek, yeniliklerden geri kalınmamalı.

– Sizin eklemek ya da söylemek istedikleriniz nelerdir?

Son olarak eklemek istediğim, hasta sahipleri hekimlerine güvenmeli çünkü sağlık doktor güvenmekten geçiyor. Türkiye’de de çalışma şeklimiz aslında aile hekimliği şeklinde. Hekimler yavruları bebekliğinden çok ileri yaşlarına kadar takip ettikleri için onların alışkanlıklarını, mizaçlarını, beslenme şekillerini ve kronik hastalıklarını biliyorlar, bu da hastalandıklarında teşhisi kolaylaştıran ya da hastalıktan önce önlem alınmasını kolaylaştıran bir faktör. Bu da Hekime güvenip tavsiyelerine uymaktan geçiyor.

Teşekkürler…

Mustafa Özgül

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 − four =

Yeniler

Köşe Yazıları