Evcil hayvanlar çocuk gelişimini nasıl etkiliyor?

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Kimi zaman ailelerin yaklaşımı, kimi zaman ise yaşanan travmatik olaylar çocukların hayvanlardan korkmasına yol açabiliyor. Oysa evcil hayvanların, çocuk gelişimi ve psikolojisi üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.

Pelüş köpekler, kediler, tavÅŸanlar ve daha fazlası… Neredeyse her çocuk oyuncak hayvanlarla vakit geçiriyor. Ancak konu canlılar olduÄŸunda korkabiliyorlar. Oysa küçük yaÅŸtan itibaren evcil hayvan beslemeye yardımcı olan çocuklarda sorumluluk duygusu daha çok geliÅŸiyor. Ayrıca evcil hayvanlar otizm benzeri nörogeliÅŸimsel bozukluklarda da tedavi yöntemi olarak kullanıldığında olumlu sonuçlar alınıyor. Peki, hayvan korkusunun temelinde ne yatıyor? Kaç yaşından itibaren çocuklar evcil hayvanlarla bir arada yaÅŸayabilir? Bir hayvanın sorumluluÄŸu çocuklara ne zaman verilmeli? Konuyu Uzman Klinik Psikolog/Çocuk ve Ergen PsikoloÄŸu Aybeniz Urhan ile konuÅŸtuk.

Yaş grupları değiştikçe, hayvan sahibi olan çocukların doğum ve ölümü daha erken kavradıklarını fark ediyoruz. Bir hayvanın doğumunu ve kaybını gözlemlediklerinde, bu kavramları da aslında fark etmiş oluyorlar.
Çocuk ve Ergen Psikoloğu Aybeniz Urhan

Aybeniz Urhan, çocukların ve hayvanların gelişimsel türevlerinin birbirlerine çok paralel gittiğini söyleyerek başlıyor sözlerine. Bir bebekle yeni doğmuş bir köpeğin ihtiyaçları benzerlik gösteriyor diyor ve ekliyor:

“Yeni doÄŸan bir çocukla birlikte evcil bir hayvanın beraber büyümesi farklı kazanımlar saÄŸlayabiliyor.”

Peki, nasıl kazanımlardan söz edilebilir?

Hayvan beslemek doğum ve ölüm kavramlarına aşinalık sağlıyor

DoÄŸum ve ölüm.. Çocukların en çok merak ettiÄŸi, dolayısıyla da ailelere en çok yönelttiÄŸi sorulardan… Aybeniz Urhan da bu konuya dikkat çekiyor:

“YaÅŸ grupları deÄŸiÅŸtikçe, hayvan sahibi olan çocukların doÄŸum ve ölümü daha erken kavradıklarını fark ediyoruz. Bir hayvanın doÄŸumunu ve kaybını gözlemlediklerinde, bu kavramları da aslında fark etmiÅŸ oluyorlar.”

Çocukta sorumluluk duygusu gelişiyor

Hayvanın bakımı, beslenmesinde çocuk çok fazla sorumluluk alabiliyor. Bu da onların gelişiminde oldukça önemli.

Anne babalar iyi bilir ki, bir bebeÄŸin bakımını 7/24 saÄŸlamak hiç kolay deÄŸil… Benzer bir durum evcil hayvanlar için de geçerli. Ancak insanoÄŸlu geliÅŸip büyürken, kendi ihtiyaçlarını adım adım saÄŸlama yolunda ilerlerken, evcil hayvanlar sürekli bakım, özen ve ilgiye ihtiyaç duyabiliyor. Aybeniz Urhan bu durumun evcil hayvan besleyen çocuklara kazanımını “sorumluluk duygusu” olarak tanımlıyor.

“Çünkü o hayvanın bakımı, beslenmesinde çocuk çok fazla sorumluluk alabiliyor. Bu da onların geliÅŸiminde oldukça önemli. Karşılıklı olarak bir sevgi paylaşımını öğreniyorlar.”

Evcil hayvan bakımına yardımcı olmanın bir baÅŸka kazanımı da çocuÄŸu daha paylaşımcı olmaya teÅŸvik etmesi…

“Evcil hayvanlarla birlikte olan çocukların paylaşım noktasına daha pozitif noktalarda olduÄŸunu gözlemleyebiliyoruz. Ortak bir alan paylaÅŸmak onlarda çok etkili olabiliyor. Bunun dışında duygu paylaşımı noktasında çok fazla artılarını söyleyebiliyoruz. Çünkü mutluluklarını, üzüntülerini paylaÅŸabiliyorlar, evcil hayvanlar onların yanında olabiliyor. Sosyal geliÅŸim açısından evcil hayvanlar destekleyici olabiliyor.”

Peki bir çocuk kaç yaşında bir hayvanın sorumluluğunu alabilir? Aybeniz Urhan bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Her çocuÄŸun motor becerileri, biliÅŸsel düzeyleri, duygusal geliÅŸimi aynı devam etmediÄŸi için bir yaÅŸ söylemek doÄŸru olamayabilir. Önemli olan zaman zaman gözlem altında aÅŸamalı olarak bunların denenmesi. Mesela kediye bu ÅŸekilde mamasını, suyunu koyuyoruz gibi önce rol model olduÄŸumuz sonrasında tamamiyle deÄŸil ama aÅŸamalı olarak sorumlulukların devrildiÄŸi durumlarda çocukların bunu yerine getirmesi daha rahat olabiliyor.”

Nörogelişimsel bozukluklarda tedavi yöntemi olarak kullanılıyor

Hayvanlarla vakit geçirmenin, temas etmenin kuşkusuz kişiyi sakinleştirici bir özelliği bulunuyor. Bilimsel kaynaklara göre hayvan sevmek şefkat duygusunu ve oktisotin hormonunu aktive ettiği için daha az stres hissedilmesini sağlıyor.
Bilim insanları da bu olumlu kazanımları, otizm benzeri nörogelişimsel bozukluklarda tedaviyi destekleyici yöntemler olarak kullanıyor. Yapılan araştırmalar ve çalışmalar da otizmli çocuklarda uygulanan bu tür tedavi yöntemlerinin olumlu sonuçlandığı ve çocukların duygularını daha iyi ifade edebildikleri yönünde.

Hayvan korkusunun kaynağında aileler mi var?

Zoofobi yani hayvan korkusu genellikle küçük yaşlarda başlıyor ve toplumda her kesimden insanı etkileyebiliyor. Hayvan korkusu dünyada en yaygın görülen fobilerden biri olarak kabul ediliyor. Kimi zaman küçük yaşta yaşanan kötü deneyimler travmaya yol açsa da, çocukların korkusundaki en büyük etkenlerden biri ailelerin tutumu diyor Çocuk ve Ergen Psikoloğu Aybeniz Urhan.

“Bu korkuların, kaygıların ebeveyn geçiÅŸi çok yüksek bir noktada oluyor. Anne bir köpekten korkuyorsa çocuk da sosyal olarak köpeÄŸin korkulan bir hayvan olduÄŸunu düşünüyor ve burada ister istemez köpekten korkulur diyerek köpekten negatif etkileniyor. Burada önemli olan anne babaların doÄŸru bir rol modelde olmaları.”

Kaynak:trthaber.com

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 − 15 =

Yeniler

Köşe Yazıları