Daha bitmeden Cannes ve Berlin’deki festivallerde övgü alan Kötü Kedi Şerafettin’in uluslararası satışı için birçok teklif geldi ve biriyle anlaşıldı. Film,ABD’den Yeni Zelanda’ya kadar 80 ülkede gösterilecek. Bu da kısa zamanda sektörün geldiği nokta açısından çok önemli bir göstergedir” dedi.
20 yıl önce, Bülent Üstün’ün çizimiyle L’Manyak dergisiyle hayatımıza giren Kötü Kedi Şerafettin karakteri, geçen ay bir animasyon filmi olarak izleyiciyle buluştu. İzleyicisinden eleştirmenine herkes filmin animasyonlarının dünya çapındaki örnekleriyle yarışır olduğu görüşünde birleşti.

Çizgi filmlerden reklama kadar birçok alanda karakter animasyonu konusunda tecrübeli bir şirket olan Anima İstanbul’un yapımcılığını üstlendiği Kötü Kedi Şerafettin’in karakter animasyonunu yapan ekipte yer alan Murat Tahan, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Animasyon Bölümünde öğrencilerle buluşarak deneyimlerini paylaştı.

“DÜNYA ÇAPINDA BİR İŞ ORTAYA ÇIKTI”

kotu-kedi-serafettin-i-dunya-taniyacak-6764677Anima İstanbul’un Türkiye’nin bu alandaki en önemli şirketlerinden biri olduğunu belirten Tahan, şunları söyledi:

“Yıldız Savaşları, Yenilmezler ve Galaksinin Koruyucuları gibi filmlerde baş animatör olarak çalışmış olan Arslan Elver’in danışmanlığında ve Ahmet Tabak’ın süpervizörlüğünde Anima İstanbul’dan 40 animatör, gece gündüz çalışıp çok inanılmaz bir işe imza attı. Ben de bu ekibin bir parçası olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Karakterin gerçekçi olması için bir tiyatrocu gibi rol yapıp mimiklere, jestlere kadar nasıl olacağını hesaplamaya çalıştık.

Yeterli zaman, doğru hedef ve vizyonla neler yapılabileceğinin kanıtı oldu bu film bizim için. Pixar’ın bin 500 kişiyle yaptığı bir filmi, toplam 150 kişilik ekiple yaptık. Türkiye’de ve dünyada ses getirecek bir animasyon kalitesi ortaya çıktı. Uluslararası arenada eleştirmen ve otoriteler, filmi, ‘Tarantinovari’ ve Pixar kalitesinde olarak değerlendirdi. Bir Türk animasyon filminin dünya çapında olabileceği kanıtlandı.”

80 ÜLKEDE GÖSTERİLECEK

Kötü Kedi Şerafettin’in tanıtımının Cannes ve Berlin film festivallerinde daha bitmeden yapılan kısa gösterimleriyle uluslararası ilgiyi üstüne çektiğini anlatan Murat Tahan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın en büyük animasyon festivallerinden biri olan Annecy’de ‘Yapımı Devam Eden Filmler’ kategorisindeki yarışmaya, Rio ve Buz Devri filmlerine imza atan Blue Sky Stüdyolarının son çalışması Snoopy ve Charlie Brown Peanuts filmi gibi yapımlarla birlikte seçildi.

Bunun devamında da Cannes Film Pazarı ve Amerikan Film Pazarı gibi büyük film pazarlarında Kötü Kedi Şerafettin’in uluslararası satışı için büyük ilgi yaşandı. Anima Film, Kötü Kedi Şerafettin’in uluslararası satışı için Odin’s Eye Entertainment şirketiyle anlaştı. Filmin İngilizce adaptasyonu yapılıyor ve çok kısa süre içinde ABD’den Yeni Zelanda’ya kadar 80 ülkede gösterilmesi planlanıyor. Yurt dışında da Şerafettin’in çok beğenileceğini düşünüyorum.”

İZMİR ULUSLARARASI ANİMASYON FESTİVALİ ÖNERİSİ

Animasyon sektörünün Türkiye’de gelişmesi için desteklenmesi gerektiğini belirten Tahan, şunları söyledi:

“Çok film, çok rekabeti bu da zamanla kaliteyi getirecek ve ulusal sinemayı bile etkileyecek. İzmir de bulunduğu coğrafyayla, entelektüel birikimiyle bu alanda gelişebilecek bir il. Yaşar Üniversitesi Animasyon Bölümü de varken animasyon ya da kısa film festivali olmaması çok büyük bir engel. Umarım kısa zamanda, kalkınma ajansının, STK’ların desteği alınır, İzmir Uluslararası Animasyon Festivali kurulur ve ülkenin bu alanda dünyaya açılmasında İstanbul ile Eskişehir gibi İzmir’de söz sahibi olur.”

Murat Tahan, sektörde çeşitli alanlarda çalışacak animatör eksikliği yaşandığını belirterek, öğrencilere deneyimlerini anlatıp tavsiyelerde bulundu.

KÖTÜ KEDİ ŞERAFETTİN

Sero1Kötü Kedi Şerafettin, kısa adıyla Şero, esas olarak Bülent Üstün‘ün gerçek hayatta beslediği ve 1996 yılında kaybettiği kedisinin adıdır. Bundan ilham alan çizgi roman kahramanı Şero ise 1996 yılında L-Manyak dergisinde doğdu. 2001 yılında Lombak dergisine geçen Bülent Üstün tarafından çizilen çizgi karakterin bu kadar sevilmesinin nedenini çizeri günümüz modern insanının uygarlık adına duygularını dışa vuramaması olarak değerlendirmiştir.”[1]

Şeroyu çizerken aslında bu kadar ünlü bir karakter olmayacağını düşünen Üstün, karakterin Türkiye‘ye göre biraz daha sert ve punk bir karakter kaldığını belirtiyor. Ancak 2006 yılı itibarı ile Türkiye’de gelişen düzene göre ise naif kaldığını da belirtiyor.