Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı dikkatli olun!

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

kenexxx

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Arzu Altunçekiç Yıldırım, önemli ve ölümcül olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı vatandaşların dikkatli olmasını istedi.
Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, KKKA hastalığının, keneler tarafından taşınan bir virüsün neden olduğu, yüksek ateş, cilt ve diğer alanlarda kanama gibi bulgularla seyreden enfeksiyon olduğunu belirtti.
Yaz aylarıyla birlikte KKKA vakalarının görülmeye başlandığını ifade eden Yıldırım, önemli ve ölümcül olabilmesi nedeniyle bu hastalığa karşı halkın daha dikkatli olması gerektiğine vurgu yaptı.
Yıldırım, kenelerin otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan, küçük oval şekilli, 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlar olduğuna dikkati çekerek, hayvan ve insanların kanlarını emerek beslendiklerini, bu sırada hastalığı insanlara bulaştırabildiklerini ifade etti.
Türkiye’nin kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun yapıya sahip olduğuna işaret eden Yıldırım, türlere göre değişmekle beraber kenelerin küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara kadar çeşitli hayvanların üzerinde bulunabildiğini belirtti.
kkka1Yıldırım, kırsal bölgelerde yaşayan ve kene teması olan kişilerin risk altında olduğunu vurgulayarak, “Ayrıca meslek hastalığı şeklinde de karşımıza çıkabilir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler, kasaplar, mezbaha çalışanları ve sağlık personeli özellikle risk grubudur. Keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder, ergin kene olduğunda da hayvanlardan ve insanlardan kan emerken bulaştırır.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, hastalığın belirtilerinin, yüksek ateş, kırgınlık, baş ağrısı, halsizlik, yüz ve göğüste kırmızı döküntüler ve gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülmesi şeklinde olduğunu belirterek, hastalığa bağlı ölümün ise karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeniyle olduğunu kaydetti.
Kene mücadelesinin önemli ancak oldukça zor olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
“İnsanlar kenelerden uzak tutulabilirse bulaşma önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak ya da kısa giysilerle gidilmemelidir. Bu alanlara çeşitli nedenlerle gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları gerekmektedir. Görevi nedeniyle risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske gibi malzemeleri giymeleri önemlidir.”
Yıldırım, kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücudun belli aralıklarla kene için taranması, ısırılan yerin alkolle temizlenmesi ve bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de vurguladı.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Pocket
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 × 3 =

Yeniler

Köşe Yazıları